HASRETNOTLARI
bu sitede internet'te

Fon


Hasret Notları

"...Yüreğimden Damlayan Hasret Hikayeleri..."
HASRET NOTLARIM ;

SON NEFES

SON NEFES

Ben, sende verdim son nefesimi
Gün yeni siyaha boyanmıştı
Dilime garip bir ağıt dolanmıştı
Kendime mezar bakıyordum sanki

Ben, sana verdim tüm ümitlerimi
Evlenecek, çok mutlu olacaktık
Siyah-beyaz filmlerdeki gibi yani
Bilemedim,hep mutlu bitmezmiş yolculuk

Ben, gönlümü sende toprağa verdim
Hasretin ateşi ruhumu pareledi
Umutlarımı, gönlümü, ruhumu, kendimi
O gün, selasız, duasız toprağa verdim

Ben, ruhumu sana teslim ettim
Şimdi, kim ağlar mezarımın başında
Kim dua gönderir bu aşk şehidine
Yorulup mezarımı uzaklarda arama
Ben, yüreğimi yüreğine gömdüm

HÜKÜM

HÜKÜM

Bitti aşkım!
Bu son demidir baharın
Varsın yansın senli umutlarım
Hazan rüzgarı küllerini savursun
Acıya müptela gönlüm bayram etsin

Unut!
Mutluluğuda nereden çıkardın
Ömrümü ayrılığa emanet etmişken
Boşuna bağırma, yorma kendini
Duyulmaz burada biçare feryadın

Üzülme!
Bahtın esir düşmüş kedere
Ağlasan, yansan, yıkılsan nafile
Umuda tutkun bu saf yürekle
Daha çok kanarsın bile bile

Bu son sözüm!
Vakit koşmaktan yorulsa
Yer yarılsa, gökler yansa
Yüreğim sevmekten yorulmaz
Adını O'dan başkası silemez

O ŞARKI

O ŞARKI

Bak yine o şarkı var radyoda
"Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde"
Aşıklar ayrılmasa hiç, hep mutlu olsa
Sezen abla, mutlu sonlar için yazsa

O şarkı yüreğime her değdiğinde
Onunla biz hüzün saplanır sol yanıma
Gün eskir, mevsimler yorulur
Maviler hüzünle karışık ağlamaya durur

Sonra zihin sayfaları birden açılır
Bir yanın unut, diğer yanın hatırla der
İçi boş, hoşçakallari olmadılar, üzüldümler
Sana ölümü bekleyen bir yürek miras kalır

MEVLANA DİYARINDA

MEVLANA DİYARINDA

Onu bana sormayın sakın
Acısı taze, unuttum sanmayın
Görmediniz mi onu omuzlar üstünde
Kaldırdılar buradan öğle vaktinde

Artık ebedi huzura kavuşmuştur
Şimdiye acısı dinmiştir belkide
Dörtkollu'ya koymuşlardı biraz önce
Belli yalnızdıi ardında bir ağlayanı yoktu

"Kurtulmuş!"dediler,fatihalar gönderdiler
Kan revan içindeydi kefeni
Demekki, çok çekmiş "Zavallı!"
Bugün onu karşı kıyıya gömdüler

Adını dahi bilen yoktu
"Er kişi niyetine!" dediler
Mevlana Diyarı'nda toprağa verdiler
Ağladı kaderim, ağladı gökler

MELEKLER TANIK

MELEKLER TANIK

Gökyüzü, bak masmavi
Şimdi esti geçti bir peri
Dünde kaldı mahsun karanlık
Söz verdin, melekler tanık

Bulutlarda kanmış rüzgara
Parelenen yanıma sevinç bırakıyor
Kanatlarından düşer meleklerin
Şahidim yağmur, Söz verdin

Bülbüller susmuş bizi dinliyor
Mecnun bile bana gıpta ediyor
Yürüdüğümüz yollar dua ediyor
Söz verdin, tarih unutma diyor

ZEMHERİ

ZEMHERİ

Zemheri kokusu sinmiş yüreğe
Bahar hep başka limanlarda
Göçmen kuşlarda uğramıyor
Yalnızlıktan mahkum enkazına

Arasıra rüya görüyorum
Karanlığında erittiğin anılarımı
Acıya tutkun ruhum, birdaha yanıyor
Gözlerim ateşten yağmura duruyor

Umut ettiğimde düşüyorum hep
Uslanmıyor yürek, yalancıya kanıyor
Kendi mezarını elleriyle kazıyor
Ruhunu bir zalime teslim ediyor

VAZGEÇMİŞKEN

VAZGEÇMİŞKEN

Kendimden vazgeçmişken
Yağmur sonrası ümitlerle gelmiştin
O zehri içmişken bir yudumda
Dermanını da alıp gitmiştin

...

YETİM GÖZ YAŞLARI

YETİM GÖZ YAŞLARI

Kanadı kırık kuşlar içli içli bakıyor
Hasretinden yorgun düşen gözlerime
Kendime ait olmasam diyorum...
Tokatla susturuyorum o sesleri

Zamanın ağırlığı değen tenime
Birde o insafsızın ateşi değiyor
Gözlerim, kanayan kalbime
Damla damla yol gösteriyor

Ben...
Ağlıyorum...
Gözyaşlarım ağlıyor halime
Ağlıyorum...
Gözyaşlarım sahipsiz, yetim
Ben...
Ağlıyorum...

ALDANIRSIN

ALDANIRSIN

Nevbaharda açmıştı tüm umutlar
Sereserpe tüm gökyüzü, bulutlar
Serde ne dert var, ne keder
Akreple yelkovan hep huzura nazır

Herşey hafifler, inan dünya bile
Sol yanında derinden bir şarkı
Mutluluk nakaratını tekrar eder
Aldanırsın, aldandığını bile bile

DOĞUM GÜNÜ

DOĞUM GÜNÜ

Soğuk mermer bile hatırlar o günü
Hani ne demek ki bu doğumgünü
Yelkovanın uğradığı istasyonlar gibi
Bir bir uğrarlar başka gün yok sanki

Kim inanır hayat iki tarihten ibaret
İnanmayanlar bilmezler başka anı
Sen her demini yaşarken ömrünün
Acı, tatlı duyulmaz söylediğin şarkı

İzin ver...
İzin ver tutayım ellerini
Doğumgünün ve ayrılık vaktinde
Bırakmayayım hiçbir zaman
Ezber edeyim ömürünün her saniyesini
İzin ver...
Tutayım ellerini

NASIL BİR SAVAŞ

NASIL BİR SAVAŞ

Tutsak şarkılar çalıyor yüreğimde
Neredeyim hangi esir kampında
Bir gün üşüyorum, bir gün yanıyor
Hangi mevsim bu, hangi savaş

Bu savaş dedikleri illet
Kaç kişiyle yapılır, nerde millet
Ateş yalnız beni yakar, neden
Ateş sen de mi düşmansın

Terketti beni dizlerimdeki derman
Yağmur bile yalnız beni ıslatır
O an gönlüme gözlerin dolar
Savaşın bitmediğini anlarım o an

Nasıl bir savaş bu...
Yenen ben yenilen ben
Nasıl bir savaş bu...
Düşman ben dost ben
Nasıl bir savaş bu...
SENİ SEVİYORUM


VAKİT SONBAHAR

VAKİT SONBAHAR

Vakit sonbahar...
Umutlarım çoktan silindi gökyüzünden
Aydınlığım terketti sonsuza kadar beni
O an sanki yüreğime mezar taşı değdi
Anladım ki yalnızlığımın son demindeyim

Vakit son bahar...
Gündüzü olmayan bir karanlığa uyandım
Rüyamın sahte renleri ne sıcaktı oysa
Bir bilsen nasıl üşürüm sensizlik sokağında
Hayalini ne kadar seyrederim bu hastalıkla

Vakit sonbahar...
Ne hoş...
Varlığımda yokluğum gibi
Kimseyi rahatsız etmiyor
Ne garip...
Ben ise senden uzaklığın ateşinde
Cümle alemden helallik diliyorum

SEN...

SEN...

Sen...
Hangi kelimeye sığarsın bilmem
Kalemimden damlayan her harf
Seni anlatamamanın acziyle ağlıyor
Sen benim...
Solmasın diye titrediğim umudum

Sen...
Uçurumlara aşık bir kardelen
Deli bir rüzgar, dinmesini bilmeyen
Hırçın bir deniz, hiç durulmayan
Sen benim...
Karanlığım içinde aydınlığım

Sen...
Sonsuza kanat çırpan güvercin
Ben ruhu yangına mahkum bedevi
Ne zamandır kederi soluklayan
Sen benim...
Dilimin ezberi...
Gönlümün son mühürü

İLK MISRA

İLK MISRA

Daha ilk mısrasında ömrümün
Vurgun yemişti bahtsız gönlüm
Şehitler bekleyen yiğitler gibi
Son uykuyu bekliyordu sol yanım

Ilıktı bir rüzgar öptü alnımdan
Ciğerlerim umutla doldu birden
Bahar, gözlerini aç artık uykudan
Kavuşalım artık umudum solmadan

ANNE..!

ANNE..!

Anne..!
Anne orada mısın?
Uzağıma gitme sakın
Karanlıklar ruhumu yakmasın
Anne...
Elimi tutar mısın?

Anne..!
Kızacaksın, biliyorum...
Sanırım ben çok hastayım
Anne..!
Ben hergün geceleri ölüyorum
Bir bir üzerime yıkılıyor duvarlar
Anne..!
İyileşeceksin desene..!

Anne..!
Ben...
Bir gün serseri rüzgar oldum sanki
Çıktım aniden dışarı
Sonra...
Masmavi bir kelebeğe takıldım
Peşinde sürüklenirken rüyamın
Uçurumun kenarına bitivermişim
Anne..!
Kızmadın değil mi?

Anne..!
Anne...
İyi olacaksın desene anne..!

NİHAVEND

NİHAVEND

Tekrar tekrar söylüyorum...
Gönlüme işlediğin nihavend makamını
Ezber ediyorum her bir notasını
Bırakıp gittiğin o yitik hatıranı

Sonra...
Senden önce aşkımı haykırdığım
Rüzgar tepesine gidiyorum
Bir şarkı çalıyor derinden
Gözlerime yağmurlar doluyor

Sonra ağlıyorum, hıçkıra hıçkıra
Susmuyorum...
Avazım çıktığı kadar bağırıyorum
Seni seviyorum, seni seviyorum

Artık..
Adını bile söyleyemiyorum
Hasret kalanlar duyamuyor adını
Nerede adın anılsa kaçıyorum
Nefes alamıyor hatırana sığınıyorum
Hatırandan bir nefes alıyorum


Bilmiyorum...
Nereye kadar sürer
Bilmiyorum...
Bu şarkı ne zaman biter

DOYAMADIM

DOYAMADIM

Doyamadım...
Bu kaçıncı damla gözlerime dolan
Unuttum...
Kaç umuttu, karanlığında yitirdiğim
Çaresizliğimin

Bulamadım...
Bin ömür çürüttüm de çaresini
Dokunamadım...
Bir daha o yaralı emanetine

OLMADIN

OLMADIN

Ağladım...
Gözyaşımı silen olmadın
Yandımi Kerem oldum da
Aslı'm olup gönlüme merhem olmadın

Gurbet ele düştüm
Sığındığım sılam olmadın
Karanlığa yenik düştüm
Bir kez olsun geceme doğmadın

Hazana hapsoldum
İnsaf edip baharım olmadın
Uçurumlardan düşen gariptim
Tutunduğum dal olmadın

ÇAREM

ÇAREM
Senleyken daha cesurdum
Karanlığın ortasında yürürdüm
Sen gönlümün ortasında bir fenerdin
Kayıp diyarlardan ışığınla kurtulurdum

Artık son yaprağı da düşüyor
Umut ağacımın kuru dalından
Bu kez ömre erken geldi hazan
Hasret dedikleri ömür dinlemiyor

Ne mevsim, ne zaman önemliydi
Sen yanımda olduğun zaman
Senle hep bahar, hep erkendi
Seninle cennet kokan o mekan

Bir bir harcadım, saati sormadan
Ne önemi vardı sen olmadığın an
Sanki umut yakışırmıydı sensizliğe
Dakikasına feda edecekken ömrümü

Yokluğunda,
Her an bir yanım yandı, kurudum
Umutlarımı hazan rüzgarı çaldı
Şimdi,
Sanki ben senden öncesi gibiyim
Kupkuru bir bedenim kaldı
Ama,
Ruhumu hasret esir almışken
Var mı senden başka çarem

DAĞLARIN DEVRİLDİĞİ SAATTE

DAĞLARIN DEVRİLDİĞİ SAATTE
Dağlar devrilir o saatte
Kalemler uykudan uyanır
Gönlün harlandıkça harlanır
Zamansız yağmurlar ıslatır
Sana hasret o yangın yerini

Gerçekle ne işim olur
O kadar uzaktayken gerçek
Hayaller gelir yaşla dolan gözlerime
Dilim, susar gönlüm başlar
Söyler bam telinden, haykırır

Bu ne beden, ne can dayanır
Bir ölür, bin ölür durulmaz
Yangın yeri gönüldur suya kanmaz
Ya yar merhem olur, ya yaren ölür

Can cananı bulamazsa yanında
Kanar gökler, kor olur yağar
Deli gömleği iflah etmez yanan yüreği
Dağların devrildiği saatte

DÜNERTESİ

DÜNERTESİ

Gülümsemeyi unutan dudaklarıma
Hatırlattığın senden sonranın umuduydu
Sanki o bahtsız karanlığa güneş doğmuş
Hasrete tüm esir yarınlarım yıkılmıştı

Kabullenmişken o vicdansıza yenilgiyi
Umudu bırakmışken kara hatıralarda
Biterken güneşin mesaisi yarınlarla
Nereden, çıktın ey hızır nefeslim

Artık fazla zorlamıyorum hafızamı
Yerin yanım, yarın yarım olmuşken
Dizinde sana şiirler söylemek varken
Dilimin dünle ne işi olur söyle

SiGARA

SİGARA

Sen ve sebebine düşman olduğum
Beni yetim bir çocuk misali
Yalnızlığın en zalim limanına bıraktın
Şimdi ben seni nerede bulayım

Kandığımın resmiydi gözgöze geldiğim an
Gönlüm can havliyle çırpındı, uçuverdi
Kaçıp sana koştu umutla mahzeninden
Bulduğu senden hatıraydı hasretin

Şimdi seni soruyorum anlamsız sorularla
Bir kaldırımlardan hesap soruyorum
Birde sensiz geçen zamana küfrediyorum
Düşman gecelerden sigaramla kaçıyorum

BiR iHTiMAL BiR ÖLÜM

BiR iHTiMAL BiR ÖLÜM

Ben seni ihtimallerler değil
Ben seni yalnızlıklar içinde
Ben seni alevlar aradında
Ben seni ölümğüne sevdim

MUHTACIM

MUHTACIM

Issız, kimsesiz tek başımayım
O kimsesiz ufukta bir güneş
Sol yanımda güneş artığı hasretin
Kanmaya hazır bedenimle, eriyorum
Ummanda bir katreye muhtacım

Kızgın rüzgar silmiş izlerini
Dost - Düşman ayırt edilmiyor o an
Yanan yüreğe gem vuramaz ki hasretin
Peki neden geçit vermez vuslat yolu
Ummanda bir katreye muhtacım

Seni sana anlatmak değil derdim
Gönül varlığına muhtaç bil istedim
Duymadın, uğruna ne ağıtlar yaktım
Gözyaşlarımı gecelere sakladım
Ummanda bir katreye muhtacım

AVCUMDA

AVCUMDA

Takvimden bir yaprak daha koptu
Geride, bıraktığım tüm hayallerim
Sensizlik yanığı, pişman yıllarım
Yorgun yüreğimden hesap soruyor

Geriye acı bir tat kaldı damağımda
Hasretin kavurduğu ümitlerimden
"Geç ! Gelmez artık beklenen . "
Yara bere içinde yüreğimdi haykıran

Bulamadım sensizlik içinde seni
Her uzandığım dal kurudu
Şimdi avcumda bir hasretin
Bir de ürkek ümidim var
Avcumda . . .

ADINI KOYAMADIĞIM

ADINI KOYAMADIĞIM

Adını koyamadığım
Üşüyor ellerim sensiz
Ağlıyor, kanıyor yürek değil sebepsiz
Uzadıkça uzuyor sana varan yollar
Yüreğime konmadan sonbahar
Doğ artık baharıma yar

Adını koyamadığım
Saatler akmıyor sensiz
Yas tutuyor bülbüller, neşesiz
Güneş doğuyor ama isteksiz
İnmez mi kalbimden bu acı
Yakın mıdır
Gözlerine doyasıya bakacağım gün

Adını koyamadığım
Dilimde bir şarkı oldun
Söylemekten, dinlemekten bıkamayacağım
Gönlümün en son limanı oldun
Ancak ölünce demir alacağım

Sen çayımın demi, ekmeğimin katığı
Sen benim biriciğimdin
Ben sensizken
Hiçliğin dibinde kanadı kırık bir kuşum
Sen benim . . .
Adını koyamadığım

YANGIN

YANGIN

Yüreğimde yangın var
Ateşler içinde tüm varlığım
Kavrulurken ortasında alevlerin
Yanaklarımdan aşağı yağmur var

Yandım, kül oldu her yanım
Kimse bilmez kimsesiz kaldım
Elimde bir çocukluğum bir de sonbahar
Canevimde ateş, canevimde hasretin

Sensizliğin karanlığında kaybettiğim
Yarınlarım vardı umut heybemde
Külleri savrulmuş mutluluk ihtimallerim
Kaybettiğim, mutluluğumdu yarınlarımda

Bir sen vardın, bir sensizliğin
Nefes almak gibi yakışırdı ismin
Tenine hasretti kimsesiz ruhum
Ben ise vuslat peronunda
Ben ise kimsesiz saatlerde
Beklemekteyim

KÖRDÜĞÜM

KÖRDÜĞÜM

Satırlarıma sığmaz yüreğimdeki kahır
Sensiz herşey yavan geliyor artık
Ne giysen hepsi kefene benziyor
Sorduğum her kapı bana mezar


Senin kokunun hüküm sürdüğü
O güzel mahalle bike artık yabancı
Seni soruyorum yorgun kaldırımlara
Sanki küsmüşler konuşmuyorlar bana


Hatırlar mısın kar yağınca çıkar
Yüreğinde eritirdin bir bir o taneleri
Senden sonra ben çıkardım sokağa
Ezbere alırdım tüm sen izlerini

Hem yakınım
Hem erişilmezim
Bilirim
Yolun sonu kördüğüm
Bilmem
Belki bir rüyaydı gördüğüm

HAZAN

HAZAN

Dudaklarımda tutuklu bir şarkı
Ayaklarımda zemheri soğuğu
Kefen ile nefes alma hizasında
Sen doğdun doğdun bir anda
Güneşten evvel umuduma

Yabancıydı herşey senden önce
Aldığım nefes bile düşmandı bana
Tek bildiğim tuz basmakken yarama
Sen çıkıverdin karşıma, çaresizliğime

Adımımı hangi yöne attımsa
Gurbet oldu hep yandı bağrımda
Tutunduğum her dal, ümitlerim gibi
Kuruyup kül olup savruldu da
Birden ellerini buldum avcumda

BiR YANIM ÜMiDE BAKAR

BİR YANIM ÜMİDE BAKAR

Bir yanım ümide bakar
Sol yanım hasretine ağlar
Göz bebeğimden gönüle düştü kor
Ruhu sardı dermansız alevler

Gece değil ben kıskanırdım gözlerini
Yabancı gözler değsin istemezdim
Hırçın bir ırmak misali saçların
Yalnız beni bulsun isterdim

Mıh gibi, yüreğimde sakladığım
Bir yaz günü vardı hatırlar mısın
Karanlığa mahkum ıslak gözlerim
Senin ışığınla beraat etmişti

Annesine doyamayan çocuklar gibi
Ruhum da sana doyamamıştı
Hasretle, gurbetle kuruyan yüreğim
Bahar yağmurlarıyla yıkanmıştı
Kimsesiz yüreğimi çiçekler bürümüştü

Şimdilerde...
Bir yanım aydınlığa bakar
Sol yanım hasret karanlığında üşür
Sen canımdan da yakındın
Şimdilerde...

...

ADI ASi

ADI ASİ

Adı asi...
Gözleri gözlerime değse erirdim
O yüzden doya doya bakamazdım
Gönlümü kördüğüm eden gözlerine
Sevdamda bakışlarım gibiydi anlayacağın

Adı asi...
Hoyrattı , yabani kısrak misali
Çattı mı kaşlarını dağlar devrilirdi
Ben içten içe erirdim, o ateş saçardı
Yüreğime düğümlenen gözleriyle

Adı asi...
Leke değdirmemişti hayallerine
Yan bakamamıştı kirli gözler gönlüne
Kokusu bülbül etmişti elleride
Kendisi söylememişti bir kez bile

Adı asi...
Sol yanıma dokundu bir bakışın
Adı asi...
Rızamla senin rüzgarına kapıldım
Adı asi...
Bu aşkın kaderi ağlamak olmasın
Adı asi...
Ya sende söyle bu bülbül gönülle
Ya da edediyyen sessizliği dinle

KANATLARIMA ATEŞ DEĞDi

KANATLARIMA ATEŞ DEĞDİ

Bu mesafeler, dağlar değil sebebim
Hasret rüzgarına karşı koyardı yüreğim
Ömrüm misali bu yollarda biterdi
Kanatlarıma ateş değdi yar

Yüreğimdeki zamanın izleri değil
Sensizliğe sen diye tutunmaktan
Hasretinle açıldı kapanmaz yaralar
Tükenir elbet bu kahır yükü yollar
Kanatlarıma ateş değdi yar

Özlem yanığı bu sol yanım
Gözlerini düşünüp, bulutlara özenir
Gece-gündüz durmaksızın yağar
Asla gem vuramaz gönlüme uzaklar
Kanatlarıma ateş değdi yar

Yalancı bahar değildi istediğim
Heves değildi içindeki,
Durulmayan yüreğin
Vuslatı diledim,
Tamama ermeden ruhum
Ne hasret alıkordu,
Ne bitmeyen yollar
Sebepsiz değil elbet
Bu mesafeler
Kanatlarıma ateş değdi
Ateş değdi kanatlarıma yar

BELALI ÇIKMAZI

BELALI ÇIKMAZI

Başımda avare bulutlar yağmura tutkun
Adımlarım sanki birbirine küskün
Yürürken o dertli kaldırımlarında
Bizim pas kokulu eski mahallenin
" Belalı Çıkmazı " nda bitivermişim

Belalı Çıkmazı'nda belaya vurulmuştum
Ürkek bir ceylanın su içmeye indiği gibi
Cıvıl cıvıl gözlerinle yüreğimden su içmiştin
Durmuştu o an herşey zaman, mekan
Gönlümün bam teline demir atmıştın

Başına buyruk delikanlı keklikler gibi
Ansızın, sabah ayazında konmuştun
O hüzünlü diyarına viran gönlümün
Sen vurulmayı arzuladığım katilimdin
Bense kendine küsmüş bir serseri

Yanındayken bile hasreti soluduğum
Sen, bakıp bakıp iç çektiğim
Asi bir yaraydın devası bulunmayan
Gönlümde bir yaraydın sen
Kapanmasın diye hergün dua ettiğim

ÜŞÜYORUM

ÜŞÜYORUM

Sebepsiz değil elbet bu yağmurlar
Dertli ki ağlıyor yerler, gökler
Gökyüzüne ardını dönmüş bulutlar
Esiyor deli dolu, esiyor efkarlı rüzgar

Gönlümde yangın,dışarıda yağmur var
Neden gelmez bu beklenen vuslat
Kavuşmayı unutmadan,hasret beni unut
Bu bahar kapımı çalsın artık umut

Solmasın gönlümde çiçekler artık
Gönlümde yangın,dışarıda yağmur var
Düşüyor her damla hasretin kucağına
Her damla yangın olur yüreğe değince

Sensiz nefes almaktı yarınımın katili
Dermanı yoktu bu asırlık derdimin
Dönerken kalabalığın rengi siyaha
Gökten ateş yağıyor, ben üşüyorum

MEKTUP

MEKTUP

Anam ben emin bir yerdeyim inan

Yanımdan ırmaklar akıyor şu an
Biliyorum artık uzağındayım senin
Selamını duaya ekle bundan böyle

Feryatların geliyor kulağıma anam

Gelen ayrılığa ağlıyorsun anlaşılan
Ben hiç gitmedim ki bir an yanından
Kokunu duyuyor eline uzanamıyorum

Kardeşlerim var gözüm arkada değil

Birler bin olur, binler milyona değer
Görmez imanla bakmayan o gözler
O görünmeyen erler, gök ehlindendiler


O an alkanlar içindeydi tüm tertipler

Ağlamaya koyuldu yerler , gökler
Sırayla şehadete durdu Mehmetler
Düşmedi bayrak , düşürmedi yiğitler

Senin yüreğinle suladığın fidanın

Cennette başak verdi güzel anam
Ağlama diyemem, yitirdiğin candır
Gönlün rahat olsun, cennet yüreklim
Oğlunu cennet, kalleşleri ateş bekler

Anam...

Yiğitlere, yiğit gönüllü tüm yüreklere söyle...
Destanlar fedakarlıkla kazındı bu topraklara
Akan kanlar, geride kalanlar, canlar fedakarlıktı
Vatan en yüce emanetti bizlere, geride kalanlara
Bayrak, vatan, anam sizlere emanettir bundan böyle...

YAĞMUR YAĞARKEN

YAĞMUR YAĞARKEN

Yine mezarlıklar arasındayım
Aslında yaşamayı düşünüyorum
Karanlığın içinde duyuyorum
Yarım bıraktığın şarkımızı
Belki bir gün yağmur yağarken...

Dizlerim eriyor, durmuyor zaman
Bilmem ki yaşlanıyor muyum
Hem zaman vuslata ermeden
Ne de çabuk geçiyor birden
Belki bir gün yağmur yağarken...

Kokunu duyuyorum ben her dem
Geçen gün yine seni gördüm
Üsküdar'da vapurdan inerken
Demir aldı zaman,yetişemedim
Belki bir gün yağmur yağarken...

Ördüğün kaşkolu hiç çıkarmadım
Bazıları deli dedi bazıları mecnun
Hem onlar nereden bilirler, nereden
Her dem sen koktuğunu o kaşkolun
Belki bir gün yağmur yağarken...

Bir öğle vaktiydi ayrılık kokan
İki düğümün ikincisindeydi can
Gökkube çekmişti perdesini o an
Ayrılık ipini boynuma doladın
Yağmur yağarken...
Belki bir gün yağmur yağarken...

...


VEFADAN IRAK

VEFADAN IRAK

Gece karanlığında yollara vurdum
İçimi, haram eden o karanlıktan
Uyanmak için karanlık zindandan
Diledim ağlayan yüreği dindireyim
Solan yüreğe bir damla vuslat değsin

Neyi arıyorsun diye sordular benden
Aslında aydınlık için yola koyulmuştum
Ama anladım ki mevsimi bahar ararım
Dediler ey yitik vuslat, ey mecnun

O ab-ı hayat gitti asırlar evvelden
O varlığım, umudum olan bahar
Taş yüreklerin gölgelerinde susar
Sanki o da ben gibi yalnızlığa tutsak
O da bilir o yürekler vefadan ırak
Yalnızlık ikimizide kelepçeler artık

ZiNDAN KARASI

ZiNDAN KARASI

Hasret nağmeleri bitmiyor yüreğimde
Susmuyor, kış ortasında bir başına
Yetim bıraktığın sol yanım
Gittin gideli kan revan umutlarım

Zindan karası yağıyor her yana
Güneş doğmuyor, çiçekler açmıyor
O gün bize şarkı besteleyen turnalar
Bu gün çığlık çığlığa feryatta

Değil ki bu diş ağrısı, ölüm sancısı
Onmuyor bu deli yürek yarası
Ölmeden ölmeyi öğrendi kalbim
Ruhum, ayrıldı canlı cesetten
Beni meçhule bırakıp, giderken

MAHKUM

MAHKUM

Alnıma yazılmış ismin silinmiyor
İçimdeki yanan kor sönmüyor
Geceleri yüreği yağmurlar yıkıyor
Bu mahkumu senden gayrı avutmuyor

Gönlümde pranga
Dilimde sen
Gecede hasretin
Mahkumum işte
Doğmadan hüküm
Müebbetim

BABAM

BABAM

Sen benim katığımdın hayatta
Derdime ortak, hüznüme yoldaş
Hem ana,hem baba,bazen arkadaş
Yerin bundan sonra hep kalacak boş

Gözyaşların karanlığa akarken
İlk defa sevdaya bakarken umutla
Yara bere içinde döndüğüm kavgadan
Yalnız değildim babam var ya . . .

İçimde isyan mesken tuttuğunda
Söndürdün, limanım sen oldun
Minik ellerimi avcuna aldığında
Hiç yalnız kalmam sanmıştım
Sen hala varsın . . .
Hem gönlümde, hem bedenimde

Hem korkmuyorum artık hayattan
Gönlümde senin verdiğin rotam
Sen demiştin yolda kalmaz
Gönlüne Rabb'i koyan . . .

KARDEŞ

KARDEŞ

Bir kuru ekmek bir iki zeytin
Doymaz elbet şükretmeyen
Biz kardeşimle doyardık her dem

Paylaşmaktı,
Kuru ekmeğe bereket veren
Biz de paylaşırdık her an
Kardeşlerimle ben
Bu kardeşlik değil
Anadan babadan

Biz,
Kardeşlerimle ben
Kardeşiz
Yürekten
Kardeşiz
Her dem
...

BİTMEYEN YOL

BİTMEYEN YOL

Yutuyorum atacağım tüm çığlıkları
İçimde biriktiriyorum tüm acılarını
Saklıyorum gidişini yüreğimin karasında
Sorma bedeni yaşamla ölüm arasında

İçimden yana yana martılar geçiyor
Sanki bir enkazdan kaçıyorlar
Gecenin ışıkları da tek tek sönüyor
Hasretin anlaşılan mesaiye kalıyor

Her nefeste yürek ayrılığı soluyor ,
Can dayanmıyor böyle acıya inan
Bizim şarkımız vardı hatırlıyor musun
Ben' ediyorum gönlü öyle pansuman

Yitik mevsimimin sevda çiçeği
Kokuna vurgun, sana deli yüreği
Taşıyamıyorum artık,ayrılık yükünü
Yordu ateşten duvarlar yüreğimi

Gözlerim hep karanlığa bakıyor
Durup durup, haykırıyor,ağlıyor
Nasıl yeşerir artık solan umutlar
Ya yar yanına vuslatı da alıp gelir
Ya yüreğim bitmeyen yola çıkar

SEBEBi SEN

SEBEBİ SEN


Bu hasret vurgunu sonbahar

Kuru yaprak misali yok olan umutlar

Gecenin karası , gönlümün yarası

Bir de bu sol yanımın ağıdı

Sebebi sensin, sensin sebebi yar


Akbabalar peşimde bu aralar

Üzerime sinen ölüm kokusu mu

Yoksa ayrılık türküme eşlik eden

Yalnızların yoldaşı martılar mı bilmem

Sebebi sensin, sensin sebebi yar


Sensiz yabancı bana her şehir

Kıştır hasretinin olduğu her bahar

Yüreğim taşıyorsa yitik bir mezar

Durağın bura değil diyorsa hancı

Sebebi sensin,sensin sebebi yar

KEFEN

KEFEN

Ölüm sancısı inletiyor yüreğimi

Gece tam almışken demini

Hasret nöbeti alıyor derinden

Ateşler akıyor karanlığın içinden


Yüreğimin ortasında kara bulutlar

Sağanağa yeter inan bir küçük rüzgar

Anladım kaderimde yok güneşe doymak

Yada seninle birlikte bahara ermek


Sensizken yalnız kefenim eksik

Zaman bitmeye mahkumdur elbet

Neden bitmez,tükenmez öyleyse şafak

Senden gayrım yok inan…

Şahidim sensizlik…

BiR ADIM

BİR ADIM

İster vuslat, ister ebedi hasret

Fark etmez artık cancağızım

Yani demem o ki yol yakın

Meçhule yalnız bir adım


Bir adım…

Sonra karanlık

Bir adım…

Sonra müebbet

Bir adım…

Amansız derdim

PASLI KURŞUN

PASLI KURŞUN


Yürüdüğüm kaldırımlar bile isyanda

Nasıl taşınır bunca hasret bunca kahır

Uğramaz mı bu biçarenin yolu vuslata

Emanet ettiğin bu hasret cehennemini


Hangi deniz söndürür, ilaç olur

Dinmiyor alın yazım, yürek yaram

Dokundun bir kez gönlün bam teline

Başkası anlamaz bestemizin dilinden


Gel ki, sensiz yarım her notam

Gel ki, uçurum bana ben uçuruma yakın

Sırtımın ortasında paslanmış kurşun

Halinden anlıyor bu zavallıyı her beden

Cepheden çıkalı çok olmuş anlaşılan

Garipsiyor elbette bunu her gören

Ne pansuman izi var ne merhem

GÜNLERDEN BiLMEM NE

GÜNLERDEN BİLMEM NE

Günlerden bilmem ne
Hatırlatma..!
Bitmedi ki hala yürekte yara
Vurgundum evvelden o yare

İçimde sebepsiz bir ağıt...
Turnalar çığlık çığlığa,yanık yanık...
Ağıda bulut uyanıyor yanaklarımı ıslatıp
Havada matem, bende keder,
Ediyoruz birbirimize yoldaşlık

Ah...
Ömür biter...
Yol biter...
Sana destanlar söylediğim
Kalemin mürekkebi tükenir de...
Bitmez,tükenmez mi bu
Sol yanımdaki meredin derdi
Ağrısı...

Vurdun...
Gönlümün hasret kokan tellerine...
Vuslat nağmelerini yaktın kül ettin,
Gidince,ayrılık acısı esti sol yanımdan
Kalmadım ben işte o an

Günlerden bilmem ne...
Haftanın bilmem kaçıncı günü
Saymadım hasrete bulanmış sensiz zamanı
Aklıda sen,gönlümde sen...
Birde sen kokuyor diye,
Yüreğimden söküp atamadığım hasretin...
Götürdüğün mevsimi bekliyoruz.
Günlerden bilmem ne...

ÇOCUK OLMAK

ÇOCUK OLMAK

Çocuk olmak vardı şimdi
Kendi dünyasının efendisi
Bir babası bir de annesi
Baharı bile bastırır çocuğun neşesi

Hayatır karmaşıklığına inat
Hep sade, toz pembe ona hayat
Birde oyuncağı oldumu elinde
İster dünya yansın ister kainat
Çocuk olmak vardı şimdilerde

MECBUREN

MECBUREN

Baharı beklerken kışa tutuldum
Yüreğim masum bir çocuk gibiydi
İnanmaya susadım ondan inandım
Hep sen sen diye sızlayan yüreği
Senin hayalinle avuttum,kandırdım

Zaman mahkumuya tükenmenin
Bende ne aşkın tükendi
Nede yüreğime terkettiğin hasretin
Ben yaşlandım,hasretin büyüdü
Sevdan bir an olsun küllenmedi

Sen gittiğinden beri
Ne zaman aklıma vazgeçmek ilişse
Yüreğimden bir hasret tokadı yedim
Ne zaman sessizce seni ansam
İçimde ayrılığın nezareti belirdi
Yokluğuna tutsak,varlığına men edilmişim

Anladım...
Unuttum bir bir aklına gelen herşeyi
Bir sen kaldın hafızamda, bir yokluğun
Ya sendin gördüğüm,yada ayrılığın sebebi
Yani bendeki sana dönük bir hiçlikti
Yada sensizliği soluyordum her an her dem

Öyleyse neden
Neden bu karanlıklar
Benden ne alıp veremedikleri var
Ne ister benden ayrılık, acı, gam keder
Beni seven biri yok mudur
Hani ne kadar ayrı olsamda,
Ona kavuşsam mecburen
Her yol O'un bulsa
Vuslat olsa sonu her yolun
Mecburen..!

GiDiYORUM DEME

GİDİYORUM DEME

Ölesiye hasretim aydınlıklara
Sen bilmez misin ey yar
Bitmeyen hasret ağıdıdır bendeki
Katlanır yüreğim bu acılara
Ama gidiyorum deme . . !

KATiL

KATiL

Haykırmak,feryad yetmiyor atık
Ne geceye sığıyor ne gündüze kederim
Bir yanımda gece bir yanımda ayrılık
Ben bu yüreği sensiz neylerim
Yanık yanık türkülerle doldu yüreğim

Bir doluyor bir yağıyor gözlerim
Çıkmıyor aklımdan o yalancı gözlerin
Çoktan deli gömleğini giymiş kalbim
Gözlerim kapının tutsağı olmuş sanki

Bak kokunu getirdi rüzgar pencereden içeri
Şimdi gelen sensindir belki
Bunca ızdrıaba kim dayanır ki
Senin yaptıklarını bilse ağlardı Kabil

Dünümü,yarınımı, baharımı kana buladın
Yetmedi yüreğimi,yarınlarımı yanına alıdın
Çıkar maskeni sensin katil...

YiTiK MEVSiM

YİTİK MEVSİM

Baharımı kaybettim a dostlar baharımı
Yıllar oldu kanıyor kışım sonbaharım yazım
Her gören her bilen soruyor
Ne zaman bitti, vuslat ne saman gelecek

Çiçek açmıyor,arılar kovan bile yapmıyor
Herkes seni senin dönüşünü gözlüyor
Kuru yapraklar rüzgar bir de yüreğim
Senin yolunu ah ile süzüyor...

Gelmiyor kırlangıçlar, uğramıyor turnalar
Sen yoksun ya, bahar gelmedi ya hani
Her biri bir hasret notası bırakarak
Umutlar, mutluluklar turnalar teğet geçiyor
Yüreğimin üzerinden...

Bende gündüzleri çıkamaz oldum dışarı
Gündüzle yok bir alıp veremediğim
Geceyle dost oldum anlayacağın
Sen vefaya biz sana hasret olalı

Geceleri dinliyorum sadece...
Dinliyorum yüreğimin gidişine yaktığı ağıtları
Aklımdan yüreğimden silemediğim sen geliyorsun aklıma
Sonra dudağım dan o şarkı süzülüyor...
Geri dön, geri dön...

YETiM GÜNLER

YETiM GÜNLER

Ayrılık acısı kapımı çalmış
Biledim ben, sen diye baktım
Baktım ki geriye bir tek o kalmış
Hasret yüreğimi bak esir almış

Hergün her an bu son diye kandım
Her an seni hasretinle gönlüme aldım
Sandımki o ateşte senin kokun var
Sandım ki o tuttuğum senin elindi

Yine radyoda senin şarkın var
Bülbüllerde ezbere almış
Söyleriz hasretinden senin şarkını
Söyler, ağıt yakar yüreklerimiz
Senin o beni bıraktığın yetim günlere

ŞiiR

ŞİİR

Şiir Bitmeyen Bir Sevdadır...
Ve onun yelkeni sonsuzluktur.
Yani hayat biter ama şiir hep devam eder.
Sonsuzluk anlatır her anını yaşamın ve ölümün...
Ve kapımızı çalacak olan sonsuzluğun...
Hayat biter, ölüm unutulur...
Ama şiir hep söylenir...
Bir ilahi aşktır bu...
Biz'den O'NA yol olan...

HALA ÇOCUK KOKAR

Hala Çocuk Kokar...

Hatırlıyor musun..?
Bunu sormak bile hata aslında.
Sen katlettiğin duyguları
Neden hatırlamak isteyesin ki...

Daha yeni filizlenmiş umutlarım vardı.
Hep senle başlayıp hep senle biten...
Sen umursamazdın bile...
O Çocuk Kokan Umutlarımın üstüne
Hep kar yağdırırdı umursamazlığın

Oysa o umutlar öyle değerliydi ki benim için...
Çünkü hepsi Sen'le Başlar
Sen'le Biterdi...
Yani çocuktu...
Annesi sen olan sevdalı bir çocuktu
Umutlarım...
Yani...
Sen vardın herşeyde...

Canımdan kanımdan değerli olan
Sen vardın hep...
Sonra...
Hatırlamak istemediğim o sonra,
Bir ''yok'' soktun hayatıma....
Sonra olmasın dediğim bir sonra...

Sonra sen o ateş gibi kavrulan
Bir yaz ortasında gittin...
Yalanlarla...
Katilce...

Sen o ateş gibi yanan yaz ortasında,
Seninle filizlene umutlarıma
Kar yağdırdın...
Ateş yüreğimde kor...
Umutlarım kar altında boynu bükük...
Bense dermanı olmayan bir enkaz...

Sen gittin...
Sensiz geçen yıllar gitti...
Kimse hatırlamadı ''o günü'' benden başka...
Ve kimse ağlamadı ölesiye hasretinden
Benden başka...

Ve hala umutlarım çocuk kokar...
Annesini bekleyen...

YA ŞİMDİ SEN OLSAYDIN

Ya Şimdi Sen Olsaydın

Sen olsaydın hani yanımda şimdi...
Hayalinle daldığım sohbetten
U
yandırsaydın yüreğimle beni...
Uyandırsaydın
Azap çekmekten,
Hasret uçurumlarında asılı kalmaktan
Kurtarırdın beni ve yüreğimi....

Bişey gelmiyor içimden...
Hiç birşey bile...
Nasıllar boğuyor beni bir bir...
Aklımda kalan

Bir...
Beni kansız bıçaksız...
Öldürüp gidişin,
Bir...
O melekleri kıskandıran yüzün...
Kaldı aklımda...
Yaşamaksa...
Unuttum onu çoktan...

SEN GELMESEN DE OLUR

Sen gelmesen de olur..

Adını koyamadım hala...
Gittiğin o günün adını bulamadım
Aramıza uçumları bıraktığın
O günün adını bulamadım

Ölüm desem...
Değil...
Ölünce insan acı çekermi hiç..?
Ağlarmı bir ölü, geceler boyu...
Geceye birisinin adını verip onla konuşur mu bir ölü...

Neydi bilemiyorum...
Ama bildiğim bi şey var belkide..
Hani sen bırakıp gittinya
Beni bir başıma karanlıkta bırakıpta...
Seninle başlayıp biten tüm ümitlerime
Kar yağdırdın...

Yitik bir hasret gemisinin tayfası oldum
Seni bulmak ümidiyle...
Ne denizler ne okyanuslar geçtik
Hiçbir yol sana varmadı
Sen yoktun...
Mevsimler yoktu
Hasret kışından başka...
Beni ararsan...
Ben hala o mevsimdeyim...

SENiN ADIN HASRET OLSUN

SENİN ADIN HASRET OLSUN

Neye benzediğini bile hatırlamıyorum...
O gün bir son vardı.Ama ben sarhoştum...
Aşkın sarhoş etmişti.Hava yağmurluydu...
Belki senin gidişine ağlıyordu,
Veya benim sonrası olmayan yarınlarımı işaret ediyordu.
Sen ağlayacaksın diyordu.
Sen bunu hak ettin
Ağla şimdi...

O gün nasılda güzel dökülmüştü ağzından
Hasret kokan yalanlar
Ve ne de güzel kanmış
Benim çocuksu yüreğim
O kayıp meleğin söylediklerine...

Belkide...
Bilmiyorum...
Ama....

Artık yalnızlıkla barışığım.
Sadece o gün söyleyemediklerime
Ağlıyorum
Yanıyorum...

SENİ SEVİYORUM
SENİ SEVİYORUM
SENİ SEVİYORUM
...

Korkuyordum..
Hani bir kuşu okşamak için
Avcunun içerisine alırsınya...
İşte öyle...
Ya kaçarsa
Ya ona zarar verirsem
Bu korkular kesti
Yüreğimden dudaklarıma uzanan yolu
Tutsak oldum hasret ihtimaline

Ben sana kavuşamadım
Eğer izin verirsen...
Senin Adın Hasret Olsun!
Belki o zaman
Yani...
Arada bir yanıma uğrarsın,
Belki o zaman
Uçurum kenarında dolaşmaktan kurtulurum.
Yada
...

Gelmezsen
Ben hatırlamakta zorlandığım şeyi unuturum

Gel ki
...
Yaşamayı Unutmayayım
Gel ki
...

BiTiRiM

Bitirim

Üzerimde çıkarıp atamadığım
Sen kokusu var...
Her nefeste beni kahır denizine atan
O gül kokun...
Yüreğime sinmiş...

Sen istediğini düşün, istediğini anla
Ben seni...
Aşkım sözlük anlamında değil
Ne mecnun ne Ferhat bilir
Yüreğimdekini...
Yani ben seni
Ölürcesine...

Ağlıyorum
Senin taş kalbin bilmez
Bu yaşların sebebini
Ben ağlıyorum...
İçimi zehir eden o terk-i gönlüne...

Seni hala seviyorum
Üzerinden değil yıllar asırlar geçsede
Unutmak, terketmek
Senin adına denk gelse bile...
Seni hala seviyorum...

Bitirim bu aşk...
Bu hayat...
Geceler...
Sen...
Acı gerçek bu...
Bittim bende...
Sen gittiğinde

Kimler Geldi?

 

Hasret Notları

" Yüreğimden Damlayan Hasret Hikayeleri... "

Usage Policies